Lazer kavramı, 1917’ de Albert Enstein tarafından kuantum teorisinin bir parçası olarak geliştirilmiştir. Enstein, fonksiyonel bir lazer sistemini kurmak için gerekli prensip ve kavramları ileri sürmüştür. Ancak fonksiyonel lazerlerin üretilmesi için uzun yıllar geçmiş ve ilk lazer cihazı 1960’ ta geliştirilen ruby laser olmuştur.
Lazer yöntemi ilk başlarda askeri ya da endüstriyel amaçlı kullanılmıştır. Tıbbi uygulama alanları için ise çok daha ileriki zamanlarda lazer sistemleri üretilebilmiştir. Yıllar içerisinde tek tek kısa atımlar yapabilen lazer cihazları geliştirilmiştir. Lazerlerin tıbbi gelişim süreci 1983’ten itibaren başlamıştır.
Kılcal damar tedavisi, leke, dövme çıkarma gibi alanlarda yeni lazerler üretilmiştir. Tıbbi ve klinik çalışmalar bu aşamada hız kazanmıştır. İlk ışık temelli epilasyon türü, 1994 yılında kullanılmaya başlamıştır. Lazer epilasyon uygulamaları aktif olarak 1990’lı yılların sonunda onaylanarak kliniğe girmiştir. Lazer epilasyon 1998’ de FDA tarafından onaylanan bir uygulama olmuştur.
Lazer epilasyonda amaç, kılı üreten kök hücrelerinin fonksiyonunu bozmaktır. Melanin olarak adlandırılan, kılın yapısında bulunan siyah boya maddesi tarafından lazer ışınının emilmesi ile oluşan ani yüksek ısı enerjisi, kılı üreten kök hücrelerini hasara uğratır. Siyah kıllar, yani melanin maddesini fazlaca içeren kıllar epilasyondan daha fazla etkilenirken, gri ve beyaz kıllarda etkinlik yok denecek kadar düşük olur.
Vücuttaki istenmeyen tüyler hem kadınlar hem de erkekler için estetik bir sorundur. Aşırı tüylenme ; kalıtımsal, hormonal veya kullanılan çeşitli ilaçlardan kaynaklanabilmektedir. İstenmeyen tüylerden kurtulmak için günümüzde kullanılan ağda, jilet, ip, cımbız ve kimyasal tüy dökücüler ile kalıcı çözüm elde edilememektedir.
Lazer epilasyonda prensip, kıl folikülünde yerleşmiş bulunan melanin adı verilen renk maddesinin lazer ışığı tarafından tutularak ısıya dönüşmesini sağlamak daha sonra da ortaya çıkan bu ısı enerjisi ile kıl folikülünü tahrip etmektir.